Yaz mevsiminde tüm yakıcılığını hissettiren güneş, D vitamini sentezinden bağışıklık sistemine kadar sağlığımız üzerinde çok önemli işlevler üstlenir. Ancak kontrolsüz maruz kalındığında ultraviyole (UV) ışınları, cilt yaşlanmasının hızlanması, lekelenme, foto yaşlanma ve cilt kanseri gibi pek çok olumsuz etkiye yol açabilir.
Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Kübra Nursel Bölük, doğru güneş koruyucu kullanımıyla güneş hasarının büyük ölçüde önlenebildiğini belirtiyor. Dr. Bölük, "Doğru koruma alışkanlıkları, cilt yaşlanmasını ve cilt kanseri riskini azaltmada büyük rol oynar. Dolayısıyla, güneş koruyucu günlük cilt bakımı rutinimizin vazgeçilmez bir parçası olmalıdır" diyor. Ancak hiçbir ürünün yüzde 100 koruma sağlamadığını, bu nedenle gölgede kalmak, koruyucu kıyafetler ve şapka kullanmanın da çok önemli olduğunu vurguluyor.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Kübra Nursel Bölük, güneş koruyucuların mutlaka cilt tipine uygun olması gerektiğini vurgulayarak, "Yanlış ürün seçimi; ciltte tahriş, alerji ve sivilce artışı gibi sorunlara yol açabilir. Ayrıca yeterince koruma sağlayamayan ürünler lekelenmeye ve foto yaşlanmaya neden olabilir, çok daha önemlisi, ilerleyen yıllarda cilt kanseri riskini artırabilir" uyarısında bulunuyor.
Etkili Korunma İçin 3 Temel Kurala Dikkat!
Güneş koruyucuları genellikle gelişigüzel seçilip, güneşe çıktıktan sonra sürülüyor ve tekrarlanması ihmal ediliyor. Oysa cildimizi güneşin zararlı etkilerinden koruyabilmeleri için bazı kurallara dikkat etmek şart. Dr. Kübra Nursel Bölük, güneş koruyucularından etkili sonuç almak için alışkanlık edinmemiz gereken en önemli 3 kuralı şöyle sıralıyor:
-
Doğru ürün seçmek: Cilt tipine ve kullanım alanına uygun bir ürün tercih edin.
-
Doğru zamanda uygulamak: Güneşe çıkmadan en az 20-30 dakika önce cildinize sürün.
-
Doğru miktarda ve sıklıkta uygulamak: Her 2 saatte bir ve yüzme/terleme sonrasında mutlaka yenileyin.
Fiziksel mi Kimyasal mı? Cilt Tipinize Uygun Olması Çok Önemli!
Cildimizi güneşin zararlı UV ışınlarından koruyan ürünler, fiziksel (mineral) ve kimyasal olmak üzere iki ana gruba ayrılır. Fiziksel filtreler ışınları yansıtarak, kimyasal filtreler ise UV ışınlarını emerek etkisiz hale getirir. Ürünler krem, losyon, sprey ve jel formlarında bulunabilir.
-
Fiziksel filtreler (Çinko oksit ve titanyum dioksit): Cilt yüzeyinde kalarak ışınları yansıtırlar. Genellikle daha az alerjik etki gösterdikleri için hamileler, emziren anneler, bebekler ve hassas ciltli bireyler için önerilir.
-
Kimyasal filtreler (Avobenzone ve octocrylene): Cilt tarafından emilir ve zararlı UV ışınlarını kimyasal olarak absorbe ederler. Ancak bazı hassas ciltlerde irritasyona neden olabilirler.
Cilt tipinize uygun ürün seçimi kritik önem taşır:
-
Yağlı ciltler: Su bazlı, matlaştırıcı etkili ve 'non-komedojenik' (sivilce oluşturmayan) ürünler önerilir.
-
Kuru ciltler: Nemlendirici özellikli güneş koruyucular tercih edilmelidir. Kuru ciltte kuruma ve kaşıntıya neden olabileceği için jel formu kullanmaktan kaçınılmalıdır.
-
Alerjik ve hassas ciltler: Parfüm, alkol ve kimyasal filtre içermeyen ürünler tavsiye edilir. Dr. Bölük, hassas ciltlerde bazı kimyasal içeriklerin alerji yapabileceği uyarısında bulunarak, yeni bir ürünü önce küçük bir alanda test etmenin faydalı olabileceğini belirtiyor.
Yetersiz Miktar "Eksik Korunma" Demek!
Güneş koruyucu ürünlerin etkili olabilmeleri için doğru miktarda sürülmeleri büyük önem taşır. Dr. Kübra Nursel Bölük, "Az miktarda ürün cildinizi yeteri kadar korumazken, fazlası ise gözenekleri kapatarak sivilceye neden olabilir" uyarısında bulunuyor. Etkili bir korunma için koruyucu ürün; yüz, boyun, kulak arkası, dekolte, el üstleri ve ayak üstleri gibi tüm açık bölgelere dikkatlice, homojen ve yeterli miktarda bir tabaka halinde uygulanmalıdır. Yüz ve boyun için bir dolu çay kaşığı, tüm vücut için ise yaklaşık 2 yemek kaşığı kadar ürün kullanılması gerekiyor.
Güneş Koruyucuyu Asla Böyle Saklamayın!
Yüksek ısı ve güneş ışığına maruz kalan ürünlerin içeriği bozulabiliyor. Dr. Bölük, bu durumun ürünün etkisini azaltarak ciltte daha hızlı yaşlanma, lekelenme ve zamanla cilt kanseri gibi istenmeyen sonuçlara yol açabileceğini vurguluyor. Bu nedenle, güneş koruyucuları plajda veya herhangi bir yerde güneş altında asla bırakılmamalı, mutlaka gölgede ve serin bir yerde muhafaza edilmelidir.
Son olarak, açılımı Sun Protection Factor olan SPF, ürünün UVB ışınlarına karşı sağladığı koruma derecesini gösterir. Günlük kullanımda SPF 50 ve üzeri ürünlerin tercih edilmesi önerilir. Ayrıca, güneşin zararlı ultraviyole ışınları bulutlu havalarda ve gölgede de cildimize ulaşabildiği için, güneş koruyucu ürünü sadece güneşli günlerde değil, her hava koşulunda kullanmayı alışkanlık haline getirmek cilt sağlığı için büyük önem taşır. |
